İSLAM, KADIN, TÜRBAN, VE CİNSEL İSTİSMAR

İslam, kadın haklarını güvence altına alır. Kadını yüceltir ve toplumda layık olduğu yere getirir. Türban, kadını özgürleştirir. Bunlar, İslamcılardan sık sık duyduğumuz teraneler. Onlar her ne kadar İslam kadını özgürleştirir dese de, bizim hergün gördüğümüz, İslam’ın kadınları köleleştirmekte olduğu. Saçını örtmeye zorlanan, eve kapatılan, dövülen, kırbaçlanan, recm edilen kadınlar, İslam toplumlarının değişmez bir gerçeği. İslam, kadınların örtünmesini niçin zorunlu kılmıştır? Çünkü aksi takdirde erkekleri tahrik ederler! Saçları erkekleri tahrik eder! Boyunları, elleri, kolları erkekleri tahrik eder! Hele kadınlarla el sıkışmak! Aman yarabbi… Bir müslüman erkek bir kadınla el sıkışırsa sanki onunla seks yapmış gibi orgazm olur, boşalır… Kadınların saçları, başları, elleri, kolları, ve kısaca herşeyleri cinsellikleri bastırılmış, günah, ayıp, yasak kavramlarıyla ezilmiş müslüman erkeklere seksi çağrıştırır, içlerindeki şehvet duygularını depreştirir. Böylece “Allah-ü Teâlâ”, müslüman erkeklerin günahlardan korunmaları için inanan kadınların “ziynetlerini örtmelerini” emretmiştir Kuran’da.

Emr’i bil maruf mehyi anil münker, yani iyiliği emretmek ve kötülükten men etmek düsturundan güç alan İslamcılar insanlara herşeyi yasaklayıp başkalarının hayatlarına müdahale etmeyi Allah’ın kendilerine verdiği bir görev kabul ederler. Bununla beraber İslam ülkelerinde meydana gelen cinsel suçların haddi hesabı da yoktur. Kadınlara, kız çocuklara, erkek çocuklara, sübyanlara ve hatta geçenlerde Siirt’te olduğu gibi bebeklere tecavüz…Ölülere tecavüz… Hayvanlara tecavüz… Kadın eli sıkmaktan tahrik olan İslamcıların bu çeşit sapıklıklara tevessül etmelerinde şaşılacak bir şey yok aslında. İslam kamu alanında herşeyi yasaklarken mahrem alanda Müslüman erkeklere atışı serbest bırakmıştır! Muhammet de dokuz yaşında bir kız çocuğu olan Aişe ile nikah kıymakla ve bir dolu evlilikleriyle ümmetine bu konuda yol gösterici bir örnektir.

Ne zaman türbanlı bir kadın görsem, yüzümü bir tebessüm kaplar. Uzun pardesöleri, kafalarını sımsıkıya saran o bez parçası ve içine taktıkları hotozla yarattıkları silüet bana uzay yaratıklarını hatırlatır. Aynı zamanda, bu garip uzaylı kıyafetine, saçlarının erkeklerin şehvet duygularını harekete geçirmesini engellemek için büründüklerini düşününce onlara acır, onları bu konuma indirgeyen İslam öğretisine ise bir o kadar öfkelenirim. Sapıklıkları men edeyim derken sapıklığın tam ortasına saplanıp kalan bu zavallıların kendilerini de toplumlarını da tarihin sonsuz akışı içerisinde geri kalmışlığa mahkum etmiş oldukları acı bir gerçektir.